Başlarken …!

İnsan hiç değişmedi. Ahseni takvim olarak yaratıldı ve bilgiye muhtaç kılındı. Bu nedenle insan kendini ancak edindiği bilgi ile var edebilir, düşünce oluşturabilir, tutum belirleyebilir, doğru ile yanlışı ayırt edebilir, karar verebilir, tercihler yapabilir ve davranış gösterebilir. Kısacası insanın kendisini inşa etmesi, kimlik ve kişilik kazanması ya da bir dünya görüşünü benimsemesi yalnız bilgi ile mümkündür. Bu şu demektir, insanın bütün davranışlarının geri planında enformasyon/bilgi vardır. Bundan dolayı insan var olduğu zamandan beri enformasyon veya dezenformasyon ve manipülasyon ile yönlendirilmektedir. Tarih aslında askeri çatışmalardan çok enformasyon savaşıdır. Enformasyon kültürü ve kimliği oluşturmaktadır. Askeri ve toplumsal savaşlar da bu kültür ve kimlik temelinde yapılmaktadır. İlk yalan/dezenformasyon cennete söylenmiştir. Şeytan Hz. Ademe yaratanın sözüne muhalif bir söylem üretip ve bu söylemle Hz. Ademi ikna etmeye çalışmıştır. Muvaffak olamayınca da Hz.Havva’ya yönelmiş ve onu ikna etmiştir. O da Hz. Adem’i “ikna” etmiştir. Aslında Hz. Adem ikna olmamıştır; o sadece Hz. Havva’nın ona vermiş olduğu hazzın hatırına söyleneni kabul etmiştir. Gerisi malum. Söylemek istediğim, insanların karar ve davranışlarının geri planında enformasyon, dezenformasyon veya bilgi yatmaktadır.  Bu kararlar hak sözün taşıdığı bilgi veya batıl sözün taşıdığı bilgi ile gerçekleşmektedir. İkisinin savaşı devam edip gitmektedir. Günümüzde dijitalleşmiş olan enformasyon araçları üzerinden zihinsel olarak beslenen top yekün insanlık, belli enformasyon merkezlerince aynı yönde ve tek tip davranış sergilemeye sevk edilmekte ve teşvik edilmektedir. Tarih boyu devam eden hak ile batılın savaşı enformasyon ile yapılmaktadır. Günümüz dijital teknolojileri ise yalanı ve irrasyonelliği gerçekten ayır edilemeyecek nitelikte üretme olanağına sahiptir. Dolayısı ile insanlık üretilmiş sanal gerçekliklerle yanlış düşünce, fikir, karar, tutum ve davranışlarla kontrol edilmektedir. Anlaşılacağı üzere, geçmişte olduğu gibi bugün de enformasyon üretim ve dağıtımını sağlayan kitle iletişim araçlarına kim sahip olursa, toplum onun dümen suyunda hareket etmektedir. Bu savaş bir enformasyon savaşıdır. Ülkenin sınırlarını kontrol etmek yetmez, enformasyon kaynak ve ürünlerine de hakim olmak gerekir.

Öz ola kese savaşı 

Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı

Bal ile yağ ede bir söz. (Yunus Emre)

Bu bağlamda gazetemiz son derece hayati bir öneme sahip görev üstlenmiştir. Kuruluşunda ve ortaya çıkışında emeği geçenleri tebrik eder, yayın hayatında muvaffakiyetler dilerim. Bizimkisi, hak adına acizane bir kelam etmektir.

Bana bu sözü söyleme fırsatı tanındığı için teşekkür ederim.

Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, selam ve dua ile…